Çin gezim boyunca insanların tavırları ve hayatları beni derinden etkiledi. İlk dikkatimi çeken şey, eski ile yeni arasındaki o ince ama güçlü bağ oldu. Yasak Şehir gibi tarihi yapılarla modern gökdelenlerin yan yana durduğu bu ülkede, geçmişe duyulan derin saygı her köşede hissediliyordu. Binlerce yıllık bir mirasla yoğrulmuş binaların önünde yürüyen insanlar, sanki zamanın her iki yüzünde birden yaşıyor gibiydi.
İnsanlarla iletişimim sırasında onların günlük yaşamlarına olan disiplinlerini fark ettim. Bu disiplin sadece işlerine değil, birbirlerine karşı da gösterdikleri bir özen gibiydi. Geleneklerine bağlı yaşlılar, sabah erken saatlerde parklarda tai chi yaparken, gençler ellerindeki telefonlarla geleceğe yön veriyordu. Her iki kuşak da birbirine saygıyla yaklaşırken, modern dünyanın hızına ayak uydururken bile eski alışkanlıklarını bırakmamışlardı.
Ben de kaldığım otelde sabahları erken saatte Tai Chi yapmaya başladım. Her sabah saat 6’da toplanıp Master dediğimiz bir ustayla buluşuyorduk. O, hem felsefi hem de bedensel disiplinin ne kadar önemli olduğunu bize anlatıyordu. Tai Chi, sadece fiziksel bir egzersiz değil, aynı zamanda içsel bir dengeyi bulma yoluydu. Master’ın söyledikleri, bedenimizdeki hareketlerin zihinsel sakinliğimizle nasıl bütünleştiğini anlamamı sağladı. Bu sabah ritüeli, sadece bedensel bir pratik değil, aynı zamanda hayatın akışına dair bir felsefeydi.
Bir akşam da Çin operası izlediğimde sanatın ne denli derin ve sabırla işlendiğine tanık oldum. Yüzleri renk renk boyalı sanatçılar, her hareketlerinde yılların emeğini gösteriyor, büyük bir özenle sahnede yer alıyorlardı. Kostümleri, yüz ifadeleri ve dansları, kültürlerine olan bağlılıklarını açıkça gösteriyordu. Eskiyi yaşatmak onlar için sadece bir görev değil, hayatın ta kendisiydi.
Tüm bu deneyimler bana Çin’in iki yönlü yaşamını gösterdi: Geçmişe sıkı sıkıya bağlı kalırken, geleceğe cesur adımlarla ilerleyen bir toplum. İnsanların sıcaklığı, sohbetlerimizdeki samimiyetleri ve hayatlarına gösterdikleri titizlik beni derinden etkiledi. Çin’de eski ve yeninin bu kadar iç içe geçmiş olması, onların hem köklerine hem de yarınlara olan inançlarını daha yakından anlamama yardımcı oldu.
Back to Top